Sayfalar

14 Ekim 2014 Salı

DELİLİK

Bir insan acıdan delirdiğinde, diğerleri onun acısını değil, deliliğini görürler.
—  Murat Menteş



Delilik, en sağlam dokunulmazlıktır.
—  Aziz Nesin

Daha önce de pek çok kez olduğu gibi, yoksa ben deli miyim, sorusu geçti aklından. Belki de deli dedikleri tek kişilik bir azınlıktı. Bir zamanlar dünyanın güneşin çevresinde döndüğüne inanmak nasıl delilik belirtisi olarak görüldüyse, şimdi de geçmişin değiştirilemeyeceğine inanmak delilik belirtisi olarak kabul ediliyordu. Bu inancı bir tek kendisi taşıyor olabilirdi ve eğer öyleyse, o zaman delinin tekiydi. Ama deliliği pek dert etmiyordu, onu asıl ürküten yanılıyor olabileceğiydi.
—  George Orwell, 1984

Delilik veya çılgınlık yarı kalıcı, ağır bir zihinsel bozukluktur. Genelde bir zihinsel hastalık tipinden türer. Delilik terimi tıbbi bir terim olmaktan çok hukuki ve kültürel bir terimdir.
Delilik modernizmle birlikte gelişen bir kavramdır. Önceleri ruhsal sıkıntılar Amerika'da entelektüel bir tavır gibi algılanıp çılgınlık meşrulaştırılmaya çalışılmıştır. Dickens'ın Lord Arthur'un Suçu adlı kitabında buna benzer betimlemeler de vardır. Postmodern kültürse yarattıgı bütün değişkenleri yadsıdıgı gibi deliligi de dışlar.]Bu tür hastalıklar kişilik bozukluğundan meydana gelebilir.


  • Delilik, aynı şeyi tekrar tekrar yapıp farklı sonuçlar beklemektir. - Albert Einstein
  • İnsan tabiatında akıllılıktan ziyade delilik vardır. - Francis Bacon
  • Gençliğin gidişini ancak delilik durdurur ve can sıkıcı yaşlılığı bizden uzak tutar. Desiderius Erasmus
  • Delilik herzaman kişiliğin çökmesi olarak anlaşılmak zorunda değil. Bir büyük atılım olarak da düşünülebilir. Tutsaklık ve varoluşçu ölüm olduğu kadar, özgürleşme ve yeniden doğuşun da tohumlarını taşıyor olabilir. - R. D. Laing
  • Bazen gezegenimiz acaba evrenin tımarhanesi mi diye düşünmeden edemiyorum. - Goethe
  • Delirmek bazen gerçekliğe verilebilecek en uygun tepkidir. - Philip K. Dick
  • Tüm akıl hastalıklarının temelinde meşru acıları yaşamayı reddetmek yatar. - Carl Jung
  • Delilikten muzdarip değilim her anın tadını çıkarıyorum. - Edgar Allan Poe
  • Deli olmanın delinin kendisinden başka kimsenin bilemeyeceği bir zevki var. - John Dryden
  • Delilerle baş ederken akıllıymış gibi davranmak en iyisi. - Hermann Hesse
  • Bana aklı başında bir adam gösterin size onu iyileştireyim. - Carl Jung
  • Delilik, birçok şeyi başarılı bir şekilde çok hızlı düşünmek veya bir şeyi özellikle çok düşünmektir. - Voltaire
  • Delilik sandığınız şeyin sadece duyuların keskinleşmesi olduğunu söylememiş miydim ben size? Edgar Allan Poe 
  • "hepimiz deli doğarız, bazılarımız öyle kalır." (samuel beckett)


öyle ki deliliğin tarihini inceleyecek olursak; ortaçağda deliler kutsal bir olguydu. rönesans insanı ise gerçeklik içinde deliliğin bir payı olduğuna inanıyor ve delilik alaycı aklın özel bir biçimi olarak görülüyordu. klasik çağ deliliğe kutsallık veren öte dünyaya ait oduğu inancının yavaş yavaş yok olduğu ve deli olarak adledilen insanlar için hastanelerin yapılmasıyla toplumdan uzaklaştırıldığı, delilerin büyük kapatılmaya maruz kaldığı bir dönem olmuş, bedensel bir bozukluk olarak görülen delilik fiziksel tedavi yöntemleriyle iyileştirilmeye çalışılmıştı. modern çağda ise deliler artık psikiyatrik savların otoritesi altına girmiş bir hastadır. 


27 Haziran 2013 Perşembe

HÜZÜNLÜ PİÇ

her şeyi anlamak zorunda değiliz. kaç yaşında olduğunu anlamak için kesilir mi bir ağaç

Ya ciddi bir şeyler yaz artık ya da bırak bu işleri bir kuruyemişçi açalım

Nefret ediyorum yalnız ve sarhoş olmaktan. Hiç kimse yalnızken tam anlamıyla sarhoş olamaz, şahit gerekir sarhoşluk için


Ayrıca yalanlara inanmaya ihtiyacı varmış. Bütün çaresiz insanlar gibi. Bütün hasta yakınları gibi. Dağılan bir okul gibi.

 Bu hızla ölmeye devam edersek bütün dünya mezarlık olacak. Ama sen hâlâ ölümü kişisel bir şey olarak algılıyorsun. Herkes uzmanı olduğu konunun zalimi olmuş. 

Asgari centilmenlik toz olmayı bilmeyi gerektirir.

 Kıyametin tek adaleti, herkes için kopması.  

-emrah serbes
Memnun olmak,ne garip ne göreceli kavram -bu arada garip kelimesini çok kullandığımı fark ettim ve bundan memnun oldum çünkü herkes ve herşey garip,yoksa çok sıkıcı olurdu zaten-herkes birbirinin hayatlarına özeniyor,tipini beğeniyor mesela öyle olsam diyor,sesini beğeniyor yada,beğenilecek nesi varsa beğeniyor yani.Bunu anlıyabiliyorum insanın mükembele ulaşma çabası diyebiliriz.Bunda bir sıkıntı yok ama ya var olan hayattan şikayet etmeye ve mutsuz olmaya ne gerek var.Niye bu kadar beklentimiz var?:'Çünkü tüketim toplumundayız ve bize dayatılanlar bla bla bla,,falan demeyin.Tamam o zaten yatsınamaz bir şey ama amına koyim boyumuz kadar ego yetiştiriyoruz onuda yok saymayın.Alt benlikler en temel istekleri sıralıyor,istiyor,sonra bakıyor ki onlar zaten banko başka ne alabilirim diyor,onun beşine düşüyor.Sürekli bir tırmalama sürecine giriyor.Ufak şeylerle yetinsek ya,,çay mesela yada kahve,dertliysek rakı,aşıksak şarap yada parasızsak bira gibi,,en olmadı su gibi,,,ferah fereh oh,renksiz ve vazgeçilemez..

25 Haziran 2013 Salı

EMRAH SERBES

16. karambolun adaleti
Karambol adildir çünkü top herkesin önüne düşebilir.
17. üç şart
Sıkılırken göbek atma. Küllükleri asla sulama. Saçlarını ensesinde toplamış bir kadının sırt fermuarını çekmeden önce biraz düşün.

18.
önce saniye teyze öldü sonra dedem sonra babaannem sonra yengem sonra eniştem. sonra eniştemin ölüm haberini bana veren bakkalı bıçakladılar eniştemin yedisinin okunduğu akşam. sonra sedat amca öldü sonra babam sonra öbür dedem bir de büyük deprem. otuzuma basmadan otuz tabut kaldırdım musalladan. babamdan öncekileri babamla beraber kaldırdık. ama ilk ölen hep babammış gibi geldi bana yıllarca. sanki oydu bu ahret furyasını başlatan. öyle değilmiş yeni anladım.

birleşince kısa devre yapan parmak uçlarımız öldü önce. sonra yeşil öldü benim için sonra kahverengi. sonra ilk öpüştüğümüz yeri kalbinden bıçakladılar. on iki yıl geçti susmak ne kısaymış. sen böyle ne güzel sonsuza kadar susalım diyorsun. sonsuzluk bir gün herkesle konuşur sevgilim bunu da biliyorsun.

afili parçalar (madde 1-17)

afili parçalar (madde 1-17)

afilli filintalar

Bunun gerçeğin ta kendisi olduğunu bilmeseniz, bir kara film başlıyor diye düşünürdünüz. Ama başlayan bir şey yoktu; sadece akıp giden bir şey vardı; sizin efkarlı pozlar takınıp adına “hayat” dediğiniz o tuhaf şey!


“Hayır, hiçbir yanlışlık yok beyefendi, bu binada sadece 22 kat var ve herkes bilir ki 22 katlı  bir binanın 37. katında kimse oturamaz” dedi öteki.
Sesinin tonundaki ayarsız sertlik dikkati çekiyordu.
Humprey sertliğe sertlikle karşılık verdi: “Ama ben tam 15 yıldır bu binanın 37. katında oturuyorum Bay Ukala, buna ne diyeceksin?”
Öteki hiç oralı değildi: “Saçmalık diyeceğim, tam bir saçmalık!”

22 Haziran 2013 Cumartesi

Gelenler gidenleri,kalanlar üzülenleri temsil eder,'düşen atlar koşan atları',güneşli günler yağmurları günleri,ayrılıklar sevdaları,biten kitaplar başlanacak kitapları hatırlatır,geleceğe bakmak geçmişi,yeni bir yaşa girmek eski yaşantıları unutturur.