Sayfalar

27 Haziran 2013 Perşembe

HÜZÜNLÜ PİÇ

her şeyi anlamak zorunda değiliz. kaç yaşında olduğunu anlamak için kesilir mi bir ağaç

Ya ciddi bir şeyler yaz artık ya da bırak bu işleri bir kuruyemişçi açalım

Nefret ediyorum yalnız ve sarhoş olmaktan. Hiç kimse yalnızken tam anlamıyla sarhoş olamaz, şahit gerekir sarhoşluk için


Ayrıca yalanlara inanmaya ihtiyacı varmış. Bütün çaresiz insanlar gibi. Bütün hasta yakınları gibi. Dağılan bir okul gibi.

 Bu hızla ölmeye devam edersek bütün dünya mezarlık olacak. Ama sen hâlâ ölümü kişisel bir şey olarak algılıyorsun. Herkes uzmanı olduğu konunun zalimi olmuş. 

Asgari centilmenlik toz olmayı bilmeyi gerektirir.

 Kıyametin tek adaleti, herkes için kopması.  

-emrah serbes
Memnun olmak,ne garip ne göreceli kavram -bu arada garip kelimesini çok kullandığımı fark ettim ve bundan memnun oldum çünkü herkes ve herşey garip,yoksa çok sıkıcı olurdu zaten-herkes birbirinin hayatlarına özeniyor,tipini beğeniyor mesela öyle olsam diyor,sesini beğeniyor yada,beğenilecek nesi varsa beğeniyor yani.Bunu anlıyabiliyorum insanın mükembele ulaşma çabası diyebiliriz.Bunda bir sıkıntı yok ama ya var olan hayattan şikayet etmeye ve mutsuz olmaya ne gerek var.Niye bu kadar beklentimiz var?:'Çünkü tüketim toplumundayız ve bize dayatılanlar bla bla bla,,falan demeyin.Tamam o zaten yatsınamaz bir şey ama amına koyim boyumuz kadar ego yetiştiriyoruz onuda yok saymayın.Alt benlikler en temel istekleri sıralıyor,istiyor,sonra bakıyor ki onlar zaten banko başka ne alabilirim diyor,onun beşine düşüyor.Sürekli bir tırmalama sürecine giriyor.Ufak şeylerle yetinsek ya,,çay mesela yada kahve,dertliysek rakı,aşıksak şarap yada parasızsak bira gibi,,en olmadı su gibi,,,ferah fereh oh,renksiz ve vazgeçilemez..

25 Haziran 2013 Salı

EMRAH SERBES

16. karambolun adaleti
Karambol adildir çünkü top herkesin önüne düşebilir.
17. üç şart
Sıkılırken göbek atma. Küllükleri asla sulama. Saçlarını ensesinde toplamış bir kadının sırt fermuarını çekmeden önce biraz düşün.

18.
önce saniye teyze öldü sonra dedem sonra babaannem sonra yengem sonra eniştem. sonra eniştemin ölüm haberini bana veren bakkalı bıçakladılar eniştemin yedisinin okunduğu akşam. sonra sedat amca öldü sonra babam sonra öbür dedem bir de büyük deprem. otuzuma basmadan otuz tabut kaldırdım musalladan. babamdan öncekileri babamla beraber kaldırdık. ama ilk ölen hep babammış gibi geldi bana yıllarca. sanki oydu bu ahret furyasını başlatan. öyle değilmiş yeni anladım.

birleşince kısa devre yapan parmak uçlarımız öldü önce. sonra yeşil öldü benim için sonra kahverengi. sonra ilk öpüştüğümüz yeri kalbinden bıçakladılar. on iki yıl geçti susmak ne kısaymış. sen böyle ne güzel sonsuza kadar susalım diyorsun. sonsuzluk bir gün herkesle konuşur sevgilim bunu da biliyorsun.

afili parçalar (madde 1-17)

afili parçalar (madde 1-17)

afilli filintalar

Bunun gerçeğin ta kendisi olduğunu bilmeseniz, bir kara film başlıyor diye düşünürdünüz. Ama başlayan bir şey yoktu; sadece akıp giden bir şey vardı; sizin efkarlı pozlar takınıp adına “hayat” dediğiniz o tuhaf şey!


“Hayır, hiçbir yanlışlık yok beyefendi, bu binada sadece 22 kat var ve herkes bilir ki 22 katlı  bir binanın 37. katında kimse oturamaz” dedi öteki.
Sesinin tonundaki ayarsız sertlik dikkati çekiyordu.
Humprey sertliğe sertlikle karşılık verdi: “Ama ben tam 15 yıldır bu binanın 37. katında oturuyorum Bay Ukala, buna ne diyeceksin?”
Öteki hiç oralı değildi: “Saçmalık diyeceğim, tam bir saçmalık!”

22 Haziran 2013 Cumartesi

Gelenler gidenleri,kalanlar üzülenleri temsil eder,'düşen atlar koşan atları',güneşli günler yağmurları günleri,ayrılıklar sevdaları,biten kitaplar başlanacak kitapları hatırlatır,geleceğe bakmak geçmişi,yeni bir yaşa girmek eski yaşantıları unutturur.